Tele1'de Üniversitelerde Yaşanan Yurt Sorunu ile İlgili Şube Başkanı Elbey Kale'nin Açıklaması
Basına Açıklamamız
Son dönemde adı sıkça, ihale yolsuzluğu, Sayıştay raporları ile belgeli yolsuzluk, görevde yükselme sınavlarında kayırmacılık ve mobbingle suçlanan Demokrasi Üniversitesi, şimdi de sahte diploma skandalına imza atmıştır. Bu durum, eğitim sistemimizin güvenilirliğine ağır bir darbe vurmaktadır. Hiçbir akademik geçerliliği olmayan belgelerle bireyleri kandıran bu yapılanma, hem öğrencilerin emeklerini hiçe saymakta hem de ülkemizin yükseköğretim itibarını zedelemektedir. Bu skandal karşısında sessiz kalınamaz. YÖK'ü bu konuda acilen harekete geçmeye, ilgili kurum ve kişilere yönelik kapsamlı bir inceleme başlatmaya davet ediyoruz. Sahte diplomalarla yaratılan mağduriyetlerin giderilmesi ve sorumluların adalet önüne çıkarılması hukuk devleti olmanın gereğidir.
Sayıştay raporlarına göre üniversitedeki yolsuzluklar ve mobbing iddialarına rağmen, sendikal faaliyetleri engelleme girişimlerine dair suç duyuruları yapılmış ancak hala herhangi bir adım atılmamıştır. Son dönemdeki sahte diploma iddiaları ile üniversitenin geldiği nokta artık herkes tarafından şaşkınlıkla izlenmektedir. YÖK söz konusu usulsüzlük iddialarına ilişkin olarak hiçbir inceleme başlatmamıştır.. Bu durum kamuoyunun zihninde farklı sorular oluşturmaktadır..! Bütün bu olaylara rağmen hiçbir ceza almadan görev süresini tamamlayan Bedriye Tunçsiper, bu süreçte adeta ödüllendirilmektedir. Yeni atanacak rektörün zaman kaybedilmeden göreve başlaması ve buradaki usulsüzlüklerin üzerine gidilmesi gerekli soruşturmaların hızlıca açılması kamu yararına olacaktır. Toplumun her kesimini, eğitimde liyakat ve dürüstlüğü savunmaya davet ediyoruz. Eğitim İş İzmir 4 Nolu Yükseköğretim Şube olarak bütün bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.
DEVAMI
T.C. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan duyuruda, bazı akademisyenlerin ve idari personelin öğrenci gruplarına dersleri boykot çağrısı yaptığı ve öğrencilere baskı uyguladığı iddiaları yer almaktadır. Ancak, bu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Akademisyenlerin eğitim ve öğretim faaliyetlerini engellediği söz konusu değildir. Öğrenciler, anayasal haklarını kullanmaktadırlar.
Öğrencilerin eğitim hakkını savunmak amacıyla yaptıkları eylemler, anayasal bir hak olup, bu hakların engellenmesi kabul edilemez. Aksine, öğrenciler bu eylemler nedeniyle tutuklanmakta ve eğitim öğretim faaliyetleri engellenmektedir. Bu durum, eğitim hakkının ihlali anlamına gelmektedir.
Ayrıca, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında kurulan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) aracılığıyla üniversiteler üzerinde baskı kurulmuş ve akademik özgürlükler kısıtlanmıştır. Bu baskı ortamı, günümüzde de benzerinin tehditlerle ve daha şiddetli uygulanması, öğrencilerin ve akademisyenlerin özgürce eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulunmalarını engellemektedir.
YÖK'e bir görev yüklenecekse, bu görev yükseköğretimde üniversitelerin özgür, özerk ve demokratik yapısını güçlendirmek olmalıdır.
Eğitim-İş olarak, akademik ve idari personelin yanı sıra öğrencilerin uğrayacağı haksız soruşturmalarda en yüksek cevabın hukuk çerçevesinde verileceğini taahhüt ediyoruz. Hiçbir üniversite personeli yalnız değildir; Eğitim-İş her zaman onların yanındadır. YÖK'ün yayınladığı bu yazılı talimatı yerine getirmek isteyen yöneticiler hakkında görevi kötüye kullanmaları nedeniyle gerekli suç duyurusunda bulunulacaktır. Bu çerçevede, öğrencilerin anayasal haklarını kullanmalarının engellenmemesi ve eğitim öğretim faaliyetlerinin kesintiye uğramaması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.
Eğitim-İş olarak, üniversitelerde özgür, özerk ve demokratik bir yapının güçlendirilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Öğrencilerin ve akademisyenlerin haklarını savunmak için her türlü hukuki desteği sağlayacağımızı ve onların yanında olacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.
İzmir Eğitim İş 4 No.lu Yükseköğretim Şubesi
Elbey Kale-Şube Başkanı
Eğitim İş, YÖK’e seslendi: Özgür üniversite mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz
DEVAMI